19 Ağustos 2013 Pazartesi

Sisi'nin kapanı! - Fehim Taştekin


Kendi ezberlerimiz Arap sokaklarındaki çıkmazlarımız. Suriye’de olup bitenleri ‘Alevi-Sünni’, ‘azınlık-çoğunluk’ ya da ‘laik-İslamcı’ karşıtlığıyla izaha kalkışanlar benzer analojilerle Mısır sokağında kayboluyor. Darbeye darbe, katliama katliam, şiddete şiddet demeden Mısır’da dürüst bir duruş sergileyemeyeceğimiz gibi orduyu bu kadar dokunulmaz kılan faktörleri görmeden işin künhüne varamayız. 3 Temmuz’da ordu Mursi’yi devirdiğinde hem Tahrir’de kutlama yapanlar hem Kahire’nin farklı yerlerinde gelişmeleri kaygıyla izleyenlerle konuşurken bir Allah’ın kuluna bunun bir darbe olduğunu kabul ettirememiştim. Henüz kan akmamıştı, darbe seviciliğini Mursi’ye karşı biriken öfkeye vermiştim. Ama insanı düşündüren, darbeden beri ağır bedeller ödettirilen İhvan’ın artan yalnızlığı. Mübarek’e kafa tutan ‘devrimciler’ orduya destekle yetinmeyip katliama sessiz kaldı. İhvan’ın ezilmesinden keyif duyar haldeler. Mursi’ye karşı 22 milyon imza toplayan Temerrüd’ün kurucularından gazeteci Mahmud Bedr’in “Mısır bedel ödüyor. Yüksek bir bedel. İhvan’ın faşist grubu her şeyi ele geçirmeden önce bu bedel ödenmeliydi” demesi yeterince ürpertici değil mi? Tahrir’in ruhu da öldü, vesselam. 

Ürperten sözler 
Plan açık; General Abdulfettah Sisi ve rejimin diğer unsurları İhvan’ı iktidar alternatifi olmaktan çıkarmak için Mursi yanlılarını terörize ediyor ve şiddete zorluyor. İhvan pes etmezse en ağır aşama gelecek, Nasır’ın 1954’te yaptığı gibi cunta, İhvan’ı terör örgütü ilan edip yasaklayacak. Belki örgütün siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi’ne kilit vurulacak. Sisi seçimle işbaşına gelen, kendisini Genelkurmay Başkanı yapan bir hareketi siyaseten bitirmeye çalışırken neden bu denli pervasız? Burada Mısır gerçekleri karşımıza çıkıyor: 

* Sisi şiddet uygularken bunu ‘laiklik hassasiyetim’ diyerek yapmıyor. Yapamaz çünkü Ortadoğu’nun en dindar ordusunun başında. Anayasadaki şeriat atfı Mursi’den önce de vardı, darbe sonrası gecici yönetimin ilan ettiği anayasa belgesinde de var. 

* Dini referans kaynağı El Ezher ve Şeriat Âlimleri Konseyi’nin yanı sıra dindarlıkta İhvan’dan daha koyu olan Selefi partiler Nur ve Davet ordunun yanında. Bunlar cuntaya cemaatlerin gözünde meşruiyet kazandırıyor. 

* Maalesef bazı Mursi yanlıları İhvan’ı itibarsızlaştırma hedefinde Sisi’ye aradığı bahaneleri sunmada beis görmedi. Kendi çocuklarını da kurban veren İhvan liderlerinin “Gösteriler barışçıl kalacak” diyerek gösterdikleri basirete rağmen Adeviyye’ye silahıyla gelenler vardı. Bu gerçek o meydanda dolaşmış gazeteciler için sır değildi. 

* Psikolojik iklim de önemli. ‘Ya muzaffer oluruz ya şehit’ sloganı alanlara hâkim. Bir tarafta İhvan’ın ‘barışçıl kal’ ısrarı, diğer tarafta şahadete hazır kitle. Öyle bir an geliyor ki şiddete dair o hassas çizgi flulaşıyor. 

* Nüfusun % 10’unu oluşturan Hıristiyanların hedef alınması hem içeride hem Batı’da cuntaya müsamahayı arttırdı. 40 kilise kundaklandı. Kıptilerin ev ve işyerleri yağmalandı. Beni Süveyf’te Fransisken okulunu basan kalabalık 3 rahibeyi sokakta savaş esiri gibi yürüttü. 

* Selefilerin biteviye karakollara saldırdığı Sina Yarımadası kontrolden çıktı. Saldırılar sonunda Sina’yı aştı. 

* Klasik Müslüman çevrelerde ‘Harameyn’in hizmetkârı’ diye itibar gören Suudi Kralı, İhvan’ı ‘terörist’ ilan etti. Ürdün, Kuveyt, BAE ve Filistin Yönetimi de haşmetmeaba hak verdi. 

İhvan’ı bitirme planı 
Bunlar katliamları mazur kılamaz. Ama neticede bütün bunlar İhvan’a fatura ediliyor. Çatılardan gösterici avlayan nişancıları görmeyen Mısır kanalları, birkaç silahlı göstericiye, ele geçirilen silahlara, 43 polisin cenazesine, yakılan kiliseler ya da binalara ve göstericilerin kapana kısıldığı Fetih Camii’nden ateş açanlara odaklanarak bir İhvan fotoğrafı çıkarıyor. Ve ‘terörist’ imgesiyle kitlelerde linç psikolojisi kamçılanıyor. Caminin önünde göstericileri dövmek için bekleyen kitle, sadece polisin sırtını sıvazladığı Baltacılardan oluşmuyordu. Neticede İhvan’ın yakasına öyle bir etiket yapıştırılıyor ki Mübarek bile bu denlisini başaramamıştı. İhvan’ı “Geçmişte tüm silahlı gruplar senden çıktı” diye paralayanlar bugün bizzat İhvan’ı aynı potaya sokmak istiyor. Gidişat İhvan’ı ülke çapında siyaset yapan bir hareket olmaktan çıkarıp tekrar kendi örgütsel tabanına hapsediyor. İhvan’ın da bu tuzağı öngöremediği ya da sonuçlarını göze aldığı anlaşılıyor. Kitlelerle en iyi askerler oynuyor ve İhvan’ın meydanda kazanma şansı azalıyor. Ya diğerlerinin trajedisi... Mursi’ye karşı milyonları sokağa döktükten sonra ipleri orduya bırakan liberal ve sol güçlerin de rıza gösterdiği bir süreç bu. Ama onların da günün sonunda paçalarını sıyıramayacağı bir süreç...


http://www.radikal.com.tr/yazarlar/fehim_tastekin/sisinin_kapani-1146755

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder